Blog

Çocuklara Ait Verilerin Rıza Almadan İşlenmesi

freecompress-8
KVKK

Çocuklara Ait Verilerin Rıza Almadan İşlenmesi

Çocukların kişisel verileri söz konusu olduğunda, sorumluluk daha da büyüyor. Çünkü çocuklar henüz kendi haklarını tam olarak koruyabilecek, bilinçli kararlar verebilecek yaşta değiller. Bu yüzden KVKK açıkça diyor ki: 18 yaşından küçük bireylerin verileri, ancak veli veya yasal temsilcinin açık rızasıyla işlenebilir. Yani çocuğun adı, soyadı, fotoğrafı, ses kaydı, videodaki görüntüsü veya yazdığı bir yorum bile bu kapsama girer.

Örneğin, bir blog yazısı hazırlıyorsunuz ve içinde bir öğrencinin adını geçirdiniz ya da fotoğrafını paylaştınız. Hatta bazen sadece bir çocuğun yazdığı bir yorumu yayınlamak bile veri işlemeye girer. Eğer çocuğun velisinden açık bir onay almadıysanız, bu durum KVKK’ya aykırı hale gelir. “İyi niyetliydim, zararsız bir içerikti” demek maalesef bu noktada sizi korumaz.

Ayrıca sadece izin almak da yetmez; bu verinin işlenmesinin gerçekten gerekli olup olmadığını da sorgulamak gerekir. Çocuğun bilgisi, o içerik için hayati önemde mi? Veriyi kullanmanın çocuğa bir faydası var mı, ya da onu koruyan bir tarafı? Bu soruların cevabı “hayır” ise, paylaşmamak en doğrusu olur. Çünkü çocukların verileri sadece yasal çerçevede değil, etik olarak da ekstra özen ister.

Bir başka sık yapılan hata da, çocuğun internet ortamında kendisinin yaptığı paylaşımları sanki herkese açık ve serbestçe kullanılabilir gibi düşünmektir. Oysa bir çocuk YouTube’da video çekmiş ya da sosyal medyada paylaşım yapmış olsa bile, onun verisini izinsiz almak ve blogda kullanmak yasal olarak sakıncalıdır. Çünkü çocuklar genellikle bu paylaşımların ne anlama geldiğini ve kimlerin erişebileceğini tam olarak kavrayamaz.

Sonuç olarak; çocuklara ait verilerle ilgili en küçük bir işlem bile ekstra dikkat ister. Veli onayı olmadan asla paylaşım yapılmamalı, izin alınmış olsa bile bu verilerin gerçekten gerekli olup olmadığı, çocuk için bir risk oluşturup oluşturmadığı düşünülmelidir. Aksi halde hem yasal yaptırımlar hem de kamuoyu nezdinde güven kaybı kaçınılmaz hale gelir.

Leave your thought here

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir